Nöroloji
Nöroloji, beyin ve sinir sistemi ile ilgili hastalıkların tanı ve tedavisini yapan bir tıp dalıdır. Nöroloji bölümünde birçok farklı hastalık için hizmet verilmektedir. Bu hastalıklardan bazıları şunlardır:
✔ Epilepsi
✔ Parkinson
✔ Baş ağrısı ve migren
✔ Bunama
✔ Alzheimer
✔ Kafa Travmaları
✔ Multipl Skleroz
Epilepsi
Epilepsi, beyindeki sinir hücrelerinin anormal elektriksel aktivite göstermesi sonucunda ortaya çıkan nöbetlerle karakterize bir hastalıktır. Nöbet sırasında hasta bilincini kaybedebilir, vücudunda kasılmalar, titremeler, idrar kaçırma, el kol hareketleri gibi belirtiler görülebilir.
Epilepsinin en önemli nedeni genetik yatkınlıktır. Bunun dışında kafa travması, beyin enfeksiyonu, beyin tümörü, damar hastalığı gibi durumlar da epilepsiye yol açabilir. Epilepsi uzun süreli bir hastalıktır ve yaşam kalitesini olumsuz etkileyebilir.
Epilepsi tedavisinde ilaçlar kullanılır. İlaçlar nöbetleri önlemeye veya azaltmaya yöneliktir. Çoğu hasta ilaç tedavisiyle nöbetlerden kurtulabilir veya nöbet sayısını azaltabilir. Ancak bazı hastalarda ilaç tedavisi yetersiz kalabilir. Bu durumda cerrahi tedavi seçenekleri değerlendirilir.
Epilepsi cerrahisinde iki temel yöntem vardır. Birincisi, nöbetin kaynağı olan beyin bölgesinin çıkarılmasıdır (rezektif cerrahi). İkincisi ise, nöbetin yayılmasını engellemek için sinir yollarının kesilmesidir (disruptif cerrahi).
Parkinson
Parkinson, yaşla birlikte beyinde dopamin üreten hücrelerin azalması veya hasar görmesi sonucunda gelişen bir hareket bozukluğu hastalığıdır. Parkinson hastalarında ellerde ve ayaklarda titreme, hareketlerde yavaşlama, kaslarda sertlik ve yürüme zorluğu gibi belirtiler görülür.
Parkinson genellikle 60 yaş üzerinde ortaya çıkar. Hastalığın kesin nedeni bilinmemekle birlikte, genetik ve çevresel faktörlerin rol oynadığı düşünülmektedir.
Parkinson tedavisinde ilaçlar kullanılır. İlaçlar dopamin eksikliğini gidermeye veya dopamin etkisini arttırmaya yöneliktir.
İlaç tedavisiyle hastaların çoğunda belirtiler kontrol altına alınabilir ve yaşam kalitesi artar. Ancak bazı hastalarda ilaç tedavisi zamanla etkisini kaybedebilir veya yan etkilere neden olabilir. Bu durumda cerrahi tedavi seçenekleri değerlendirilir.
Parkinson cerrahisinde iki temel yöntem vardır. Birincisi, beynin belirli bölgelerinin yakılması veya dondurulmasıdır (ablasyon cerrahisi). İkincisi ise, beynin belirli bölgelerine elektrot yerleştirilmesi ve elektriksel uyarım yapılmasıdır (derin beyin stimülasyonu).
Migren
Migren, başın bir tarafında şiddetli ağrı ile seyreden bir baş ağrısı türüdür.
Migren ağrısı genellikle ataklar halinde gelir ve bulantı, kusma, ışık ve sese karşı hassasiyet gibi belirtilere eşlik edebilir.
Migrenin 2 tipi vardır:
✔ Auralı Migren: Migren ağrısı başlamadan önce hasta gözünde ışık parlaması, çizgiler görme, baş dönmesi, güçsüzlük, konuşma bozukluğu gibi belirtiler yaşayabilir. Bu belirtiler aura olarak adlandırılır ve ağrıdan 1-2 saat önce başlar.
✔ Aurasız Migren: Aurasız migrende ağrı herhangi bir uyarı olmadan aniden başlar.
Migrenin nedeni tam olarak bilinmemektedir. Ancak genetik yatkınlık, hormonal değişiklikler, stres, uyku bozuklukları, beslenme alışkanlıkları gibi faktörlerin tetikleyici rol oynadığı düşünülmektedir.
Migren tedavisinde ilaçlar kullanılır. İlaçlar ağrıyı kesmeye veya atakların sıklığını ve şiddetini azaltmaya yöneliktir.
Bunama
Yaşlanma, organizmanın biyolojik olarak yavaş yavaş işlevini kaybetmesi demektir. Yaşlandıkça beyin hücrelerinin çoğu ölür. Bu da hareket, işitme, tat, hafıza, konuşma gibi duyu ve zeka işlevlerinde azalmalara yol açar.
Bunamada ortaya aşağıdaki tablo çıkar:
✔ Kişi zaman ve mekân kavramlarını karıştırabilir. Mesela, evinin nerede olduğunu bilemeyebilir ya da yanındaki kişiyi tanıyamayabilir.
✔ Dikkatini toplamakta zorlanabilir. Hasta günlük yaşamda yapması gerekenleri planlamak, sıraya koymak gibi konularda sorunlar yaşayabilir.
✔ Hafızası zayıflar.
✔ Düşünce sürecinde yavaşlama ve bozulma olur.
✔ Duygusal durumunda değişiklikler olur. Üzüntü ve suçluluk gibi duygular ortaya çıkabilir ve intihar etmek istediğini söyleyen konuşmalar yapabilir.
✔ Davranışlarında sorunlar olur. Çevresine zarar verebilecek davranışlar sergileyebilir.
Konuşmasında bozukluklar olur.
Alzheimer
Alzheimer hastalığı, sıklıkla 60 yaş ve üstünde görülür.
Alzheimer hastalığının ilk aşamalarında belirtiler yaşlılık unutkanlığı ile karıştırılabilir ve hastalık ilerledikçe unutkanlığın ve davranış değişikliklerinin (sinirlilik, içine kapanma, kuşkuculuk gibi) arttığı aile tarafından fark edilebilir. Hastalık erken teşhis edilmezse tedavi edilmesi zorlaşır.
Alzheimer hastalığının ilk aşamalarında, hastalar yeni bilgileri öğrenmekte zorlanırlar. Eski bilgileri de unuttukları için günlük işlerde, evlerin ve eşyaların yerini hatırlamakta, para kullanmakta, yakınlarının adını anımsamakta güçlük çekerler. Yıl, ay, gün gibi zaman bilgileri kaybolmaya başlar. Bazen bu evrede depresyon tanısı konulabilir, depresyon ilaçları kullanılması gerekebilir ve bu ilaçlar hastalığın ilerlemesini yavaşlatabilir. Depresyon tanısı alan ve depresyon tedavisi gören hastanın Alzheimer hastalığına sahip olabileceği akla gelmeyebilir; bu durum sık yapılan hatalardan biridir.
Alzheimer hastalığının orta evrelerinde, günlük yaşam aktivitelerinde (giyinme, yıkanma, tuvalet temizliği, diş fırçalama gibi) giderek daha çok yardıma ihtiyaç duyulur.
İleri evrelerde, hayaller görmeler, çok gerginlikler, kuşkuculuklar, ciddi uyku bozuklukları nedeni ile hastanın özel bir bakım merkezine yerleştirilmesi gerekebilir.
Bunama çeşitleri arasında en yaygın olan Alzheimer hastalığının erken tanısı için nörolojik muayene, görüntüleme yöntemleri ve nöropsikolojik testler yapılmalıdır.
Alzheimer’ın tedavisi için her evrede hastalığın ilerlemesini geciktiren veya yavaşlatan ilaçlar kullanılır. Bu ilaçlar hastalığın seyrine ve kullanım şekline göre belirlenir.
Kafa Travmaları
Şiddetli kafa darbesi almış kişilerde, belli bir süre sonra (6 ay veya 1 yıl gibi), beyin hücreleri ölmeye başlayabilir ve beyin fonksiyonları kaybolabilir.
Ağır kafa travmaları sonucu oluşabilecek bazı sorunları düşünürsek; unutkanlık, içine kapanma, aşırı sinirlilik, aradığı bir eşyanın veya yerin bulunamaması, uyku bozukluğu, kol ve bacakta uyuşmalar ve dilde uyuşmalar gibi birçok şikayet zamanla belirebilir. Nörolojik muayene, görüntüleme yöntemleri ile kafanın incelenmesi ve nöropsikolojik testler kafa travması sonucu oluşan sorunların tanısında yardımcı olurlar.
Multipl Skleroz ( MS)
MS, merkezi sinir sistemi olarak adlandırılan beyin ve omuriliği etkileyen bir hastalıktır. Sinir hücreleri arasındaki iletişimi sağlamak için sinir dokularının çevresinde myelin adı verilen bir yalıtkan madde vardır. Bu madde bazı nedenlerle zarar görebilir ve bu da duyu ve hareket yollarının bozulmasına yol açar. Bu durumda beyin, görme, yürüme, konuşma gibi fonksiyonları kontrol edemez.
Hastalığın belirtileri farklı yerlerde ve farklı şiddette ortaya çıkabilir. Bazı belirtiler aniden başlayabilir, bazıları ise nadiren kaybolabilir.
MS’in en sık görülen belirtileri şunlardır:
✔ Vücut hareketlerinde kısıtlılık (Felç, Güçsüzlük, Sallanarak Yürüme gibi)
✔ Karıncalanma, uyuşukluk
✔ Baş dönmesi şeklinde ifade edilen denge sorunu
✔ Çift ya da bulanık görme
✔ Gözbebeklerinin istem dışı hareket etmesi (Nistagmus)
✔ İdrar kaçırma, yapamama ya da sık idrara çıkma
✔ Erkeklerde cinsel güç azalması
✔ Ellerde titreme
✔ Kaslarda istemsiz kasılma ya da gevşeme
✔ Konuşma bozukluğu
MS’in belirtileri hastadan hastaya değişebilir. Hastalık nüksedici bir özelliktedir, ancak bir sonraki belirtinin ne zaman geleceği bilinmez. Hastalık bazen birkaç yıl ara verebilir.
MS’in nedenleri henüz tam olarak bilinmemektedir.
Multipl Skleroz hastalığının tedavisinde temel hedef, zarar gören myelin kılıfının ve aksonun (sinir hücresinden çıkan lif) tamiri yapmaktır. Henüz kesin bir tedavi yöntemi bulunamamıştır, ancak merkezi sinir sistemindeki hasarı onarmak için kanser tedavisinde kullanılan bazı ilaçlar ve kortizon etkili olabilir. Fizyoterapi de hastalığın ilerleme hızını yavaşlatabilir.
Nörolojide Kullanılan Tanı Yöntemleri
Nöroloji alanında tanı koymak için kullanılan başlıca yöntemler şunlardır:
✔ BT ( Bilgisayarlı Tomografi)
✔ MR Görüntülemesi
✔ EEG
✔ EMG ( Elekrtonöromyografi)
BT (Bilgisayarlı Tomografi)
Bilgisayarlı tomografi, x ışınları kullanarak vücuttaki doku ve organların kesit halinde görüntüsünü almak için kullanılan özel bir yöntemdir. Normal röntgenlere göre BT ile kafa travmaları, beyin tümörleri ve diğer beyin hastalıkları hakkında daha detaylı bilgi elde edilir. BT ile kemik, yumuşak dokular ve kan damarları da görüntülenebilir.
MR Görüntülemesi
MR vücuttaki organ ve dokuların çok net ve ayrıntılı bir şekilde görüntülenmesini sağlayan, acısız bir yöntemdir. MR’da x ışınları yerine radyo dalgaları ve güçlü bir manyetik alan kullanılır.
MR görüntülemesi beyin tümörleri, inmeler ve sinir sisteminin bazı kronik hastalıkları (örn. multipl skleroz) tespit etmede en hassas tekniktir. MR ile gözdeki ya da iç kulaktaki küçük yapılar da incelenebilir.
EEG
Beynin sinir hücrelerinin elektriksel aktivitesinin beyin dalgaları şeklinde kağıda kaydedilmesi işlemidir.
Beynin normal elektriksel aktivitesi epilepsi başta olmak üzere birçok durumda değişir. EEG ile elde edilen beyin dalgalarının incelenmesi sayesinde bu değişimin nedeni ve yeri hakkında fikir sahibi olunur.
Epilepsi haricinde birçok nörolojik hastalıkta, baş ağrısı sebeplerinin belirlenmesinde, beyin fonksiyonlarının ölçülmesinde EEG testine başvurulur.
EEG hem uyanıkken hem de uyurken yapılabilir. Uyku, beyindeki anormal elektriksel aktivitenin görülmesini kolaylaştırır. Uyanıkken yapılan EEG’nin yeterli bilgi vermediği durumlarda uyku EEG’si yapılır.
EMG ( Elektronöromyografi)
Kas ve sinirlerin durumunu inceleyen bir testtir. 2 bölümden oluşur.
Birinci bölüm iletim çalışmasıdır ve sinirlerin ne kadar hızlı iletişim kurduğu hesaplanır. Kasların üzerine konulan elektrotlarla sinire çok zayıf bir elektrik akımı verilir.
İkinci bölümde ise, çok küçük iğnelerle ilgili kaslara girilerek bu kasların hareketine bakılır. Bu bölümde elektrik akımı verilmez. Bel ve boyun fıtığı, kas hastalıkları, motor nöron hastalığı, nöropati, sinir sıkışması gibi hastalıkların ön tanısında EMG testi uygulanır.