Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon

Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Fizik tedavi ve rehabilitasyon, çeşitli hastalıkların egzersiz ve fiziksel aletler kullanılarak ameliyatsız tedavisini sağlayan bir tıp dalıdır. Hareket sistemi bozukluklarında sıklıkla tercih edilir.

Fizik tedavinin amaçları şunlardır :

✔Ağrıyı ve hareket kısıtlamasını hafifletin

✔Artan eklem hareketleri

✔ Kasların güçlendirilmesi,
✔ Genel duruşun düzeltilmesi

✔ Yaşam kalitesinin iyileştirilmesi

Fizik tedavinin ilgi alanları

Bel ve boyun fıtığı

Bel ve boyun fıtığı vakalarının çoğu cerrahi müdahaleye gerek kalmadan tedavi edilebilmektedir. Sadece çok nadir durumlarda, özellikle felç semptomları olan hastalarda ameliyata ihtiyaç duyulabilir.

Hastalara uygulanan fizik tedavide aşağıdaki araç ve yöntemler kullanılmaktadır :

 

✔ Elektrik akımları

✔ Lazer

✔ Yerel enjeksiyon

✔ Fizik tedavi uygulamak

 

Bel fıtığı hastalarının tedavisinde klasik tedavi yöntemlerinin yanı sıra son yıllarda daha iyi sonuçlar veren yeni tedavi yöntemleri de ortaya çıkmıştır. Yeni tedavi yöntemleri şu şekildedir:

 

Dikey traksiyon

 

Dikey traksiyon cihazları, fıtıklaşmış diske doğal olarak traksiyon uygulayarak hastalığı tedavi eder. Hastaya kolaylıkla uygulanabilir.

 

✔ Bilgisayar destekli dekompresyon cihazları

 

Bu cihaz doğrudan fıtıklaşmış disk üzerinde çalışarak baskıyı ortadan kaldırır ve böylece hastalığı tedavi eder. Bu cihaz ileri teknolojinin bir ürünüdür.

 

✔ Ozon tedavisi

 

Bel fıtığı olan bölgeye ozon uygulaması yapılabilir. Ozon, yumuşak dokulara lokal olarak uygulanabileceği gibi fıtıklaşmış bir disk veya omurilik kanalına da enjekte edilebilir.

Bursit ve tendinit

Bursit eklem bölgelerinde ağrılı bir şişliktir. Bir bursa, bir eklemi veya kemiği kaplayan yumuşak dokudaki sıvı dolu bir kesedir. Bursit bu keselerden birinin iltihaplanmasıdır. Bu ağrılı durum, iltihap önlenmezse akut veya kronik bir soruna dönüşebilir.

 

Bursit aşırı kullanım veya eklemin doğrudan etkilenmesidir.

 

Tendinit, bağ dokusu adı verilen tendonların iltihaplanmasıdır. Bağ dokusu kas hareketini kemiğe iletir ve kemiğin hareket etmesini sağlar.

 

Tendonlar vücudun her yerinde bulunur. Eldeki gibi küçük tendonlar olduğu gibi, topuktaki Aşil tendonu gibi vücutta da büyük tendonlar vardır. Tendinit, etkilenen bölgede tekrarlayan yaralanmaların bir sonucu olarak ortaya çıkar. Her iki durum da yaşa bağlıdır. Yaşlanma, tendonun yapısını zayıflatabilir ve onu yaralanmaya daha duyarlı hale getirebilir.

 

Tedavi

 

Bu durumların tedavisinde ilk adım ağrıyı ve iltihabı hafifletmektir. Bu amaçla akut dönemde buz kullanılır, ağrılı bölge aktif olarak kullanılmaz ve çeşitli bandaj ve ortopedik cihazlar, ağrı kesiciler, ağrılı bölgeye kortizon enjeksiyonu, lokal masaj ve fizik tedavi yöntemleri kullanılarak dinlendirilir.

 

Bu tedavilerle birlikte germe, gevşeme ve kuvvetlendirme egzersizleri de yapılmalıdır.

 

6 ila 12 ay sonra herhangi bir iyileşme olmazsa veya tendon tamamen yırtılmışsa cerrahi müdahale yapılır.

Bel ve boyun düzleşme hastalığı

Omurgamız hareket sistemimizin temelini oluşturur. Omurgamız omur adı verilen kemiklerden oluşur.

Omurgamızın yandan görünümünde 3 adet eğrilik bulunmaktadır. Boyun ve bel bölgesindeki kıvrımlar içe doğru, sırt bölgesindeki kıvrımlar ise dışa doğrudur. Bu eğrilikler sayesinde omurgamız çeşitli darbe ve yüklere karşı dayanıklı hale gelir.

Ancak bazen bu omurga sistemi arızalanabiliyor ve bunun sonucunda ağrılı sorunlar ortaya çıkabiliyor. Örneğin boyun ve bel bölgesindeki kaslar uzun süre hareketsiz kalırsa kas gerginliği artar ve omurganın o bölgesindeki eğrilik azalır.

Uzun süre aynı pozisyonda kalmak veya çalışmak, tekrar tekrar ağır cisimleri kaldırmak, öne eğilerek veya ağır cisimleri kaldırarak iş yapmak gibi durumlar kas spazmına neden olur. Bu da diskler üzerindeki baskıyı artırarak bel ve boyun bölgesinin düzleşmesine neden olur.

Sırt ve boyun ağrıları birkaç günden fazla devam ediyorsa mutlaka uzman bir doktora başvurmalı ve gerekli tetkikleri yaptırmalısınız. Bel ve boyun bölgesindeki düzlükler röntgenle kolaylıkla tespit edilebilir.

Kalça sorunları

Kalça eklemi vücudumuzun en büyük ve en hayati eklemlerinden biridir.

Kalça eklemi vücut ağırlığının yarısını taşımanın yanı sıra yürüme, koşma, merdiven inip çıkma, çömelme gibi aktivitelerde bu yük artarak vücut ağırlığının birkaç katına ulaşabilmektedir.

Kalça bozuklukları genellikle kalçada ağrı olarak ortaya çıkar. Kalça rahatsızlıklarının nedenleri şu şekilde sıralanabilir:

✔ Konjenital nedenler

✔ Romatizmal hastalıklar

✔ kalsifikasyon

✔ Enfeksiyonlar

✔ Tümörler

✔ Vasküler nedenler

✔ tedavi

Bazı hastalar ilaçla tedavi edilebiliyor. Hastalığın ağır evresinden sonra veya kalça ameliyatından sonra fizik tedavi ve rehabilitasyon programına başlamak önemlidir.

Çapraz bağ yaralanmaları

Hareket sistemimizde oldukça önemli bir yere sahip olan diz eklemi ayakta durmamızı, yürümemizi, oturmamızı ve ayakta durmamızı sağlar.

Diz eklemini oluşturan kemikler arasında dört adet güçlü bağ bulunur. Bu bağlar sert darbelere veya eklemin olumsuz hareketlerine karşı koruma sağlar. Ancak bu bağlarda hasar veya yırtılma meydana gelebilir.

Küçük yırtıklarda uygun tedavilerle yırtık kapatılabilir.

Büyük yırtıklarda kendiliğinden iyileşme gerçekleşmez ve ameliyat gerekebilir.

Ameliyat sonrasında hastaların diz eski fonksiyonlarına dönene ve hareketleri rahat bir şekilde yapabilene kadar kapsamlı bir rehabilitasyona tabi tutulması gerekir.

Fibromiyalji

Fibromiyalji, yaygın kas ağrısı, uyku bozukluğu ve yorgunluğun eşlik ettiği kronik bir ağrı sendromudur. Kas-iskelet sistemini etkileyen ve özellikle sırt, boyun, omuz ve kalça bölgelerinde şiddetli ağrılara neden olan bir hastalıktır.

Yorgunluk, uyku bozukluğu, şişkinlik hissi, uyuşukluk, baş dönmesi ve halsizlik hastalığın sık görülen belirtileridir.

Fibromiyalji tedavisinde hastanın durumuna göre analjezikler, antidepresanlar, kas gevşeticiler ve uyku düzenleyiciler kullanılabilir.

En etkili tedavi yöntemi fizik tedavi egzersiz programlarıdır. Ayrıca ozon tedavisi, akupunktur ve tetik nokta enjeksiyonları da fibromiyalji tedavisinde faydalıdır.

Romatizmal hastalıklar

Romatizma; eklemler, kaslar, tendonlar, kemikler, bağlar ve omurga gibi vücudun hareket etmesini sağlayan doku ve organları etkileyen bir hastalıktır. Romatizma ağrıya neden olur ve hareketimizi kısıtlar.

 

Romatizmal hastalıklar iltihabi romatizma ve dejeneratif romatizma olmak üzere iki ana gruba ayrılır.

 

İltihaplı romatizma her yaş grubunda görülebilmekte ve eklemlerde ağrı, şişlik, kızarıklık, hareket zorluğu gibi belirtilere neden olmaktadır. En sık görülen inflamatuar romatizma romatoid artrittir. Bu hastalık genellikle el ve ayak parmaklarının eklemlerini etkiler ve zamanla diğer eklemlere de yayılır. Romatoid artrit günlük yaşam kalitesini azaltır.

İnflamatuar romatizmal hastalıkların tedavisinde erken tanı önemlidir. Hastalığın başlangıcında ilaç tedavisi uygulanır. Ağrı, şişlik gibi akut semptomlar kontrol altına alındığında fizik tedavi ve rehabilitasyon programlarına başlanır.

Dejeneratif romatizma orta ve ileri yaşlarda daha sık görülür. Bu hastalıkların en yaygın olanı artrittir.

Dejeneratif romatizmal hastalıkların en belirgin belirtisi ağrıdır. Ancak ağrının şiddeti iltihaplı romatizmaya göre daha azdır. Bu hastalıkların tedavisinde ilaç tedavisi yerine fizik tedavi ve rehabilitasyon yöntemleri tercih edilmektedir.

Sinir sıkışması

Sinir sıkışması yaygın bir hastalık grubudur.

Sinir sıkışmasının en bilinen türü “karpal tünel sendromudur”. Bu hastalık el bileğini ve parmakları etkiler. Hastaların en çok şikayetçi olduğu şey eldeki uyuşukluktur.

Hastalık ilerledikçe parmakların kuvveti azalır ve eldeki nesneleri tutmak zorlaşır. Sivri uçlu veya yüksek topuklu ayakkabı giyen veya ağır işlerle uğraşan kişilerde de benzer durum ayak bileklerinde ve ayak parmaklarında meydana gelir. Bu hastalığa “tarsal tünel sendromu” denir.

Sinir sıkışmasının teşhisinde EMG adı verilen özel bir yöntem kullanılır. Bu yöntemle sinir iletim hızı ölçülür ve sinir sıkışmasının derecesi belirlenir. Sinir sıkışması henüz ileri düzeye ulaşmamışsa fizik tedavi uygulanabilir. Ancak sinir sıkışması şiddetliyse veya kas gücünde kayıp varsa cerrahi tedaviye ihtiyaç duyulabilir.

osteoporoz

Osteoporoz ya da yaygın adıyla osteoporoz, kemik mineral yoğunluğunun düşük olması sonucu kemik gücünde azalma anlamına gelir. Osteoporoz her yaşta ortaya çıkabilse de menopoz sonrası kadınlarda daha sık görülür.

Osteoporoz önlenebilir ve tedavi edilebilir bir hastalıktır. Osteoporoz tedavisinde uzun süreli ilaç kullanımı ve düzenli kontroller gereklidir. Osteoporozu önlemek için egzersiz yapmak ve kalsiyum açısından zengin bir diyet yemek önemlidir.

İnme

İnme, hareket kaybı veya felç olarak tanımlanır. İnme, dünyada beyin ve sinir sisteminin en sık görülen hastalığıdır. İnme genellikle beyin damarlarının tıkanması veya beyindeki kanamadan kaynaklanır. Bu durum vücudun bir tarafında hareket kaybı veya azalması, duyu kaybı veya azalması, konuşma bozukluğu, görme alanı kaybı veya bilişsel işlevlerde bozulma gibi nörolojik sorunlara neden olur.

İnme belirtileri kişiden kişiye farklılık gösterebilir; Ama hepsi birdenbire ortaya çıkıyor. İnmenin en sık görülen belirtileri şiddetli baş ağrısı, denge kaybı, kafa karışıklığı ve ani konuşmadır.

İnme tedavisi için farklı seçenekler vardır. Bu, beyindeki kanayan bir anevrizmanın onarılmasını, beyinde pıhtı oluşturan kan damarlarının açılmasını veya boyundaki şah damarlarındaki plakların temizlenmesini içerebilir. İnme tedavisinin amacı hastanın fiziksel fonksiyonlarını mümkün olduğu kadar iyileştirmektir. Bu nedenle rehabilitasyon çalışmalarına erkenden başlamak gerekmektedir.

Spor yaralanmaları

Spor sırasında meydana gelen yaralanmalar, cerrahi müdahale gerektirsin ya da gerektirmesin, aktif bir spor yaşamının sürdürülebilmesi için uygun bir rehabilitasyon programını gerektirir. Bu programın kişinin durumuna ve ihtiyacına göre özel olarak planlanması gerekir.

Kullanılan teşhis yöntemleri

Fizik tedavi ve rehabilitasyon alanında tanı koymak için çeşitli yöntemler kullanılmaktadır. Bunlardan bazıları :

✔ Röntgen

✔ Ultrason görüntüleme

✔ Bilgisayarlı tomografi

✔ Manyetik rezonans görüntüleme

✔ Kemik görüntüleme

✔ EMG (elektromiyografi)

✔ Kemik tarama testi (kemik dansitometri testi)

Röntgen

X ışınları vücut yapılarını, özellikle de kemikleri görmenin hızlı ve ağrısız bir yoludur. X ışınları vücuttan geçerken karşılaştıkları maddenin yoğunluğuna bağlı olarak farklı oranlarda emilirler. X-ışınlarında yoğun maddeler beyaz görünürken, hava gibi daha az yoğun maddeler siyah görünür. Yağ ve kaslar gri tonlarında görünür.

Bilgisayarlı tomografi (BT)

CT taraması, X ışınları kullanılarak vücuttaki doku ve organların kesitsel görüntülerini elde etmek için kullanılan özel bir yöntemdir. BT kullanılarak düz röntgenlere göre daha detaylı bilgi elde edilebilir. BT kullanılarak beyin hastalıkları, kafa travması, beyin tümörleri gibi durumlar incelenebilmektedir. Kemikler, yumuşak dokular ve kan damarları da BT kullanılarak görüntülenebilir.

Ultrason

Ultrason, ses dalgalarını kullanarak vücudun iç organlarını görüntülemek için kullanılan bir yöntemdir.

Ses dalgaları vücuda gönderilir ve dokulardan farklı şekillerde yansır.

 

Bu sayede ultrason makinesi ekranında doku ve organlar görülebilmektedir. Bu yöntem kullanılarak kist ve tümör gibi anormal dokular tespit edilebilmektedir.

 

Doppler ultrasonografi kan miktarını ve akışını bozan hastalıkların teşhisinde kullanılır.

 

Bu yöntem de ses dalgaları gönderilerek uygulanır ancak kan hareketli bir sıvı olduğundan ses frekanslarında değişiklikler meydana gelir ve bu sayede kan akışı hakkında bilgi elde edilir.

Manyetik rezonans görüntüleme

MR yani manyetik rezonans görüntüleme radyasyon içermeyen ve zararsız bir tanı yöntemidir.

 

MR yumuşak dokuyu görüntülemede oldukça başarılıdır. MR’da güçlü bir manyetik alanda radyofrekans dalgaları kullanılarak görüntü elde edilir.

 

Diğer tanı yöntemleriyle bulunamayan kanserli alanlar MR kullanılarak tespit edilebilmektedir.

Kemik görüntüleme

Kemik sintigrafisi tüm vücudun tek seferde incelenebildiği bir yöntemdir. Tümörün vücuttaki diğer kemiklere yayılıp yayılmadığının kontrol edilmesi tercih edilir.

 

Bu yöntemde öncelikle radyoaktif bir madde damar yoluyla vücuda veriliyor.

 

Daha sonra belirli aralıklarla iskeletin hangi kısmında en fazla radyoaktif madde birikiminin olduğu inceleniyor.

EMG (elektromiyografi)

EMG kasları ve sinirleri inceleyen bir testtir. İki aşamadan oluşur. İlk aşamada iletim çalışması yapılır ve sinir iletim hızı ölçülür. Kas üzerine elektrotlar yerleştirilerek sinire çok zayıf elektriksel uyarı verilir. İkinci aşamada çok ince iğneler kullanılarak kas aktivitesi ölçülür. Bu aşamada herhangi bir elektriksel stimülasyon yoktur. Bel ve boyun fıtığı, kas hastalıkları, motor nöron hastalıkları, nöropati ve sinir basısı gibi hastalıkların ilk tanısında kullanılır.

Kemik tarama testi (densitometri testi)

Kemiğin büyük bir kısmı kalsiyum ve fosfor gibi minerallerden oluşur.

 

Kemik yoğunluğu ölçüm yöntemlerinin amacı bu mineral fraksiyonunun kemiklerdeki yüzdesini belirlemektir.

 

Kemik mineral kaybı arttıkça kemik yoğunluğu azalır.

Fizik tedavi ve rehabilitasyonda kullanılan tedavi yöntemleri

Fizik tedavi ve rehabilitasyonda kullanılan tedavi yöntemleri şu şekilde sıralanabilir :

✔ Spor yapmak

✔ Isı tedavisi

✔ Soğuk terapi

✔ Hidroterapi

✔ Ultrason

✔ Lazer

✔ Aralıklı pnömatik kompresyon tedavisi

✔ Elektrik stimülasyonu

✔ Çekiş

✔ Masaj

✔ Ortez cihaz uygulamaları

Pratik

Hastanın durumuna ve fonksiyonel sorunlarına uygun egzersiz programı fizyoterapist tarafından hazırlanır. Fizyoterapist hastaya egzersizlerin nasıl yapılacağını açıklar ve doğru uygulanmasını denetler.

 

Egzersiz türleri şunları içerir:

 

✔ Kas güçlendirme egzersizleri

✔ Esneme egzersizleri

✔ Aerobik egzersiz (yürüyüş, bisiklete binme gibi)

✔ Pilates egzersizleri

✔ Denge ve koordinasyon egzersizleri

✔ Yürüyüş egzersizleri

✔ Gevşeme egzersizleri

✔ Nefes egzersizleri

Isı tedavisi

Isıl işlemlerde (sıcak kompresler, ısıtma yastıkları, parafin, UV ve kızılötesi radyasyon vb.). Sıcak terapi ile kan dolaşımı hızlandırılır, kas spazmı giderilir, ağrı giderilir ve sinir iletimi artar.

Soğuk terapi

Soğuk terapisinde soğuk kompres uygulanır. Soğuk terapisi akut dönemde ağrıyı hafifletmek, kasları gevşetmek ve bazen iltihabı önlemek için etkilidir.

Hidroterapi

Ödemin tedavisinde hidroterapi tercih edilir. Su, motor sayesinde hareket eder ve suyun hidrostatik basıncından ve kaldırma kuvvetinden yararlanır. Ayrıca sıcak suyun ısıtıcı etkisi egzersiz için uygun bir hidroterapi ortamı sağlar.

Ultrason

Ultrason, derin dokularda (kaslar, tendonlar, kemikler vb.) ısı üretme yöntemidir. Ultrason bir ses dalgasıdır. Ses dalgası dokuya girdiğinde termal enerjiye dönüşür ve derindeki dokuyu ısıtır.

Lazer

Fizik tedavide ısıtma etkisi olmayan düşük yoğunluklu lazer kullanılır. Lazer kan akışını hızlandırır, biyolojik aktiviteyi arttırır, hücre ilişkilerini geliştirir ve doku onarımını destekler. Genellikle tenisçi dirseği ve topuk dikeni gibi durumlarda uygulanır.

Aralıklı pnömatik kompresyon tedavisi

Kol veya bacaktaki toplardamar ve lenf damarlarındaki sıvının kalbe doğru akmasını sağlamak için aralıklı pnömatik kompresyon uygulanır. Kan dolaşımını düzenlemeye yardımcı olur. Ödem ve lenfödem tedavisinde kullanılır.

Elektrik stimülasyonu

Cilde yerleştirilen yüzey elektrotları aracılığıyla uygulanan ağrı giderici bir elektrik akımıdır. Ağrıyı gidermek, kasları güçlendirmek, kas spazmını gidermek, ödemi tedavi etmek için kullanılır.

Popülerlik

Traksiyon bel, boyun ve sırt ağrılarında en eski ve çok etkili tedavi yöntemlerinden biridir. Traksiyon, yumuşak dokuya traksiyon uygulayarak eklem yüzeylerini ve kemik yapılarını birbirinden uzaklaştıran bir tekniktir. Bu manuel olarak veya makine, motor veya hidrolik ile yapılabilir.

Masaj

Tedavinin bir parçası olarak sert dokuları yumuşatmak için masaj yapılır. Masaj, fizik tedavi uygulamalarında tamamlayıcı bir role sahiptir, tek başına bir tedavi yöntemi değildir.

Ortopedik uygulamalar

Ortotik, vücudun hareketini desteklemek, düzeltmek, kısıtlamak veya fonksiyonel hareketini sağlamak için kullanılan bir cihazdır. FTR alanında boyun ve bel korseleri, bilek atelleri ve yürüyüş ortezleri sıklıkla reçete edilmektedir.

 

Yürüyüş ortezlerinin amacı hastanın normal şekilde ayakta durmasını ve yürümesini sağlamaktır.